Gebze, Çayırova, Darıca ve Dilovası… Dört ilçe, yüzbinlerce insan… Ve bu insanların sağlık yükü neredeyse tek bir hastanenin omuzlarında: Gebze Fatih Devlet Hastanesi.

Çayırova’da devlet hastanesi yok.
Darıca’da Farabi Eğitim ve Araştırma Hastanesi olmasına rağmen, ciddi bir hasta kitlesi yine Gebze’ye yöneliyor.
Dilovası’nda bir devlet hastanesi bulunmakta ancak sık sık “işlevsiz” olduğu yönündeki eleştiriler kulağımıza geliyor.
Beylikbağı gibi nüfus bakımından bazı ilçelerden daha yoğun bir mahalle de aynı şekilde Fatih Devlet Hastanesi’ne yük bindiren yerlerin başında geliyor.
Üstelik sanayi şehri olarak anılan Gebze’nin organize sanayi bölgelerinde yaşanan iş kazalarının da ilk başvuru noktası yine bu hastane oluyor.

Fatih Devlet Hastanesi’nde kesin sayı olmamakla birlikte acil serviste 25’e yakın doktorun görev yaptığı bilgisi bizlere ulaşıyor. Bu hekimlerin 24 saatlik vardiyalarla çalıştığı ifade ediliyor. Ancak bu ağır tempoya rağmen, acil servise gelen hastaların büyük çoğunluğunun aslında “gerçek acil” olmadıkları gözlemleniyor. Bu durum hem sistemi tıkıyor hem de gerçekten acil olan hastaların tedavi süreçlerini sekteye uğratıyor.

Önemli bir başka iddia ise şu: Hasta yoğunluğunun çok fazla olması nedeniyle bazı doktorların bu durumdan rahatsızlık duyduğu, iş yükü altında sağlıklı hizmet veremedikleri yönünde şikayetleri olduğu da zaman zaman kulağımıza geliyor. Elbette bu iddialar bizzat hekimlerden dinlenmemiştir, ancak kamuoyunda bu yönde ciddi bir algı olduğu da inkâr edilemez.

Günlük hasta sayısının 1500 ila 2000 arasında olduğu bu acil servis, artık sürdürülebilir sınırların çok ötesine geçmiş durumda.

Bu sadece bir sağlık sorunu değil, aynı zamanda bir yönetim ve planlama zafiyetidir.
Gebze’yi yönetenler…
Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’nden Sağlık Bakanlığı’na, İzmit’ten yerel ilçe yönetimlerine kadar herkes bu tabloya artık sessiz kalmamalıdır.

Beylikdağı gibi büyük ve kamuya ait araziler, yeni bir sağlık kampüsü için değerlendirilmelidir. Gebze merkezli, çevredeki 3 ilçeye de hizmet verebilecek bir şehir hastanesi veya üniversite hastanesi kurulması artık bir ihtiyaç değil, zorunluluktur.

Aksi takdirde;

İnsanlar sağlık hizmetine ulaşmak için kilometrelerce yol gitmeye,

Araçsız vatandaşlar trafikte çile çekmeye,

Doktorlar tükenmeye,

Gerçek acil hastalar mağdur olmaya devam edecek.


Şimdi soruyorum:
 Bu nüfusa bu sağlık altyapısı yeter mi?
 Her seçim döneminde vaat edilen hastaneler nerede?
 Beylikdağı neden değerlendirilmiyor?

Bu soruları artık kamuoyunun da yüksek sesle sorması gerekiyor.
Çünkü bu sadece bir hizmet meselesi değil, hayat meselesidir.

Unutulmamalıdır ki;
Bir şehirdeki hastaneler sadece hasta binaları değil, bir medeniyetin insanına verdiği değerin aynasıdır.

Bugün susarsak, yarın bir ambulansın içinde gecikmiş bir hayatın yükünü hep birlikte taşırız.

Artık yeter!
Gebze, Darıca, Çayırova ve Dilovası'nın hakkı olan şehir hastanesi bir lütuf değil, bir ihtiyaçtır.
Ve bu çağrıyı bugün yapan bizler, yarın hastane kapılarında “Neden zamanında yapılmadı?” sorusunu sormak istemiyoruz.

Mustafa CAN
Gazeteci | EditorHaber.com.tr